Ferforjenin Tarihi

Ferforjenin Tarihi

İnsanoğlunun tarih sahnesinde yer almasından itibaren demirle oldukça yakından bir ilişkisinin olduğunu görüyoruz. Demirin insanoğlunun sosyal hayatında, avcılıkta olmak üzere pek çok alanda önemli bir yerinin olduğunu görüyoruz. Ancak pek bilinmeyen ise, demirin sanatsal anlamda da insanoğlunun hayatında çok eskiden beri yer aldığı gerçeğidir.

Ferforjenin ilk örneklerinin 4.yy’da bulmak mümkün. Gelişimini o tarihten itibaren sürdüren ferforje, 12. yy’da çeşitli bitki, çiçek motifleri ve kılıçlar üzerine işlenen motiflerde, Alman ve İtalyan demir ustalarının eserlerinde karşımıza çıkıyor. “S” ve “L” şeklinde motifler, ilk görülen eserler. 14.yy’da çiçek şeklinde motiflere de rastlıyoruz.  16.yy’a gelindiğinde İspanya’da parlak bir dönem yaşasa da asıl patlaması 18.yy’ın hemen başında olmuştur. Kolay ve ucuz üretimin olduğu bu dönem, ferforjenin gelişmesinde önemli bir etkiye sahiptir. 1. Dünya savaşının patlak vermesiyle tüm sanatta olduğu gibi ferforjede de oldukça büyük bir duraklama olmuştur. Çok az sayıda çalışmalar, ferforjenin gelişimini sürdürdüğünü söylemek için yeterli olmamıştır. Neredeyse tasarım ve yenilik anlamında hiç ilerleme kaydedilememiştir.  

Ferforje örneklerine Osmanlı Devletinde de görmek mümkün. Demirin kızdırılması ve çekiçle dövülmesi tekniğinin Osmanlı’da oldukça yaygın olduğunu görüyoruz. Özellikle savaş malzemelerinden olan kılıç, kalkan gibi malzemeler, bu alanda yapılan üretimlerden sayılabilir. Ayrıca mimarisine oldukça önem verilen camilerde de ferforje çalışmalarını görmek mümkün.  Camilerin kapılarının ve süslemelerinin ferforje sanatında olduğunu görmemiz mümkün.